Göçmen kuşların doğal hayata katkısı ve önemini göstermek için her sene dünya çapında kutlanan Dünya Göçmen Kuşlar Günü’nün bu yılki teması, “böcekler ve böceklerin bu kuşların yaşam döngüsündeki önemi” olarak belirlendi.
Bu yılki tema, göçmen kuşların azalan nüfusuna dikkati çekmek için seçildi.
Kuş göçünün farklı yarım kürelerdeki döngüsel doğasına uyum sağlamak için bu yıl 11 Mayıs ve 12 Ekim olmak üzere iki farklı tarihte kutlanacak Dünya Göçmen Kuşlar Günü’nün odak noktası ise azalan böcek popülasyonunun göçmen kuşlar üzerindeki etkisi oldu.
USFWS’nin konuya ilişkin yayımladığı “Kuşları Korumanın Yolu: Böcekleri Korumak” başlıklı makalede, dünyanın her yerinde böcek popülasyonunun daha önce görülmemiş oranda azaldığına işaret edildi.
Makalede, uçabilen böcekçil kuşların ise 156,8 milyon kayba tekabül eden yüzde 73’lük azalmayla, diğer kuş gruplarına kıyasla popülasyonu en çok azalan tür olduğu bildirildi.
Böcek popülasyonundaki azalmanın, kuşların göç etme, üreme ve yavru bakım yeteneklerini doğrudan tehdit edebileceği belirtilen makalede, Dünya Göçmen Kuşlar Günü’nde ana amacın, kuşlar için temel enerji kaynağı böceklerin önemi konusundaki farkındalığı artırmak ve hem böcekleri hem de kuşları korumanın yollarını desteklemek olduğu kaydedildi.
Makalede, sulak alan, akarsu, çayır ve ormanlık alanlar gibi doğal habitatlarda yaşayan böceklerin, kuşlar için besin olmanın yanı sıra bitkileri tozlamak, toprağı verimli ve sağlıklı tutmak gibi birçok önemli özelliğinin bulunduğu vurgulandı.
Ses ve ışık kirliliği de böceklerin doğal hayatını etkiliyor
Göçmen kuşlar ve böceklerin doğal yaşamının korunması amacıyla bireylerin de sağlayabileceği birçok katkı bulunduğu vurgulanan makalede, bunların en önemlisinin, modern yaşamla gün geçtikçe daralan doğal yaşam alanlarının korunması olduğuna işaret edildi.
Makalede, doğal yaşam alanlarının korunmasına ilişkin şu önerilerde bulunuldu:
“Kişinin yaşadığı bölgeye özgü endemik bitkiler ve ağaçlar dikmesi, yerel flora ve faunayı tehlikeye atmadan, yerli yaban hayatı için yiyecek ve diğer kaynakların sağlanmasına yardımcı olabilir. Kuru yaprakların toplanmaması ve böceklere zarar vermeyen gübre ve benzeri maddelerin kullanılması da göçmen kuşların yaşam döngüsünde yeri değiştirilemez role sahip böceklerin yaşamını kolaylaştırabilir.”
Makalede, ses ve ışık kirliliğinin önlenmesinin de böceklerin doğal hayatının korunmasına büyük katkı sağladığı bildirildi.
Kuş türlerinin yüzde 20’si günlerin daha uzun ve sıcak olduğu bölgelere göçüyor
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (UNFCCC) göre, kuş türlerinin yüzde 20’si, yani yaklaşık 1800’ü her yıl genellikle yiyeceklerin daha fazla, günlerin daha uzun ve sıcak olduğu bölgelere göç ediyor.
Karadeniz-Akdeniz, Doğu Atlantik, Mississippi, Atlantik, Pasifik, Batı Pasifik, Orta Asya, Batı-Doğu Afrika ve Doğu Asya-Avustralya olmak üzere 9 ana uçuş yolu bulunuyor.
Doğu Asya-Avustralya Uçuş Yolu (EAAF), 22 ülkeyi kapsamasının yanı sıra Rusya’nın doğusu ve Alaska’dan güneye doğru Doğu Asya ile Güneydoğu Asya üzerinden Avustralya ve Yeni Zelanda’ya kadar uzanıyor.
EAAF, küresel ölçekte tehdit altında bulunan 36 tür dahil olmak üzere 250’den fazla farklı türden 50 milyonu aşkın göçmen su kuşuna ev sahipliği yapıyor.
Bu yolu kullanan kuşlardan imparator kazı, ocak-martta Rusya ve Alaska arasındaki adalarda yaşarken, nisan sonunda Alaska Yarımadası’nda bulunan doğal yaşam alanına göç ediyor.
Yılın ortasında kuzeye doğru göç eden kazlar, Yukon Deltası çevresinde mayısın sonuna kadar kalmalarının ardından, haziranda Rusya’ya uçarak Beringia Milli Parkı ve çevresinde konaklıyor.
Dönüş yolculukları haziranda başlayan bu kuşlar, tekrar Yukon Deltası’na göçmeleri sonrasında, eylülde Alaska Yarımadası’nda dönüyor ve aralıkta yeniden Rusya ile Alaska arasındaki adalara yerleşiyor.
Öte yandan, kazlar gibi büyük kuşların yanı sıra yetişkinlerinde 3 grama kadar ulaşan yakut boğazlı sinek kuşu bile kıtalar arası yolculuk yapıyor.
Yılda 2 kez Meksika Körfezi’nin ABD kıyısı ile Meksika’nın Yucatan Yarımadası arasında mekik dokuyan bu küçük kuş, neredeyse 1000 kilometre katediyor.
Swainson şahini ise kış aylarını Orta ve Güney Amerika’da geçirirken, martta Kuzey Amerika’nın batısına göçmeye başlıyor.
Bu şahin türü, ekimde tekrar Güney Yarım Küre’ye dönerek sonlandırdığı yolculuğunu her yıl düzenli olarak tekrarlıyor.